5 Eylül 2010 Pazar

biri yirmi yedi geçerken

saat biri yirmi yedi dakika geçerken 
üzerimde hırkam, ayaklarımda botlarım vede polar eşofmanım ile sahilde oturmak istiyorum.
"bak çayım sigaram her şeyim tamam" derken yanıma birisinin oturmasını sohbet etmeyi, sonrada çimlere uzanıp uyumak istiyorum..
içimi ürperten rüzgarlarıyla hayran olduğum havada, evde yatağımın üzerine oturmuş, rüzgarı hissetmek için kafamı camdan dışarı çıkartmak zorunda olmam hiçte hoş değil. en azından benim hoşuma gitmiyor..

tek bildiğim sahilde sabahlamak ne güzeldir.. bi de yanında müzik çaların varsa, yada ondan daha güzel bir seçenek olan konuşabileceğin biri...
işte o zaman terk edilmiş o sahil, dünyanın en güzel yeri olur..
en azından benim için.

rouge

2 yorum: